ÖKÜZÜM ALAYLI OLSUN DA ÇEKMESE ÇEKMESİN
Bazen atasözleri ne çok şey anlatır. Bazı sözler vardır ki sadece bir bölgeye sıkışıp kalmıştır. Her ne kadar aynı manaya gelecek farklı söylenişleri varsa bile; taş yerinde ağırdır misali sözlerin söylendiği yerdeki ağırlığı farklıdır.
Okuduğum bir şehir kitabında bu söze yakın başka bir sözü okuyunca çocukluğuma gittim. A. Vahap Dağkılıç’ın kaleme aldığı “Kadim Şehir Elazığ” adlı esrin 166’ıncı sayfasında “Öküzüm iri olsun çifte de gitmesin” diye bir söz okudum.
Bu söyleyiş Elazığ’a has. Ordu’nun Perşembe ilçesi Dereköy Mahallesi sakinleri bu sözü “Öküzüm alaylı olsun da çekmese çekmesin” diye söylerler. Burada “alay” kelimesi “gösteriş” anlamındadır. Düğün alayı, fener alayı gibi tabirlerde kullanılan alay yani. Eskiler bu tür şatafatlara Âlây-ı vâlâ” derlerdi.
Tabii gösteriş her zaman işe yaramayabilir. Ancak kişiler bazen yaptıkları şeyleri abartarak anlatırlar. Bazen de olduğundan fazla gösterdikleri şeyler vardır. Öküz; kuvvetinden faydalanılan bir canlıdır. Traktörün olmadığı zamanlarda çift sürmek için kullanılır. Diğer zamanlarda da sığır neslinin tabii olarak devamını sağlarlardı. Günümüzde suni tohumlama artık öküzün elinden neslin devamı vazifesini aldı. Çift için traktör, yük için muhtelif taşıtlar öküzü gözden düşürdü.
Eskiden her şeyin kıymetli olduğu zamanlardı. Öküz ise sütü olmadığından her evde bulunmazdı. Zaten evlerde damızlık olarak bulundurulurdu. Damızlık ve çift sürmenin dışında yük de taşıdığı için bir devrin önde gelen canlılarındandı. Bazı kişiler öküzlerinin gücünü öve öve bitiremezdi. Bazıları ise “Öküzüm alaylı olsun da çekmese çekmesin” derdi. Onlar da öküzlerini heybetiyle yani duruşuyla övünürlerdi.
Alaylı bir öküz ne kadar lazımdı bilinmez ama sahibin bir haliyle övmesini bir anlasa “öküz” olmanın mutluluğunu yaşardı.
Aslında öküzler alay konusu olarak da kullanılır. “Öküz, herif, öküzün teki gibi.” Ancak bazı kişilerin hususi kıymet vermesi de ayrı bir güzellik. Kısaca öküz öküz olalı bu kadar güzel anılmamıştır.
Diğer yerleri bilmem ama bizim “öküzümüz” de güzeldir. Şimdi bana “Bunun nesi güzel?” diye sormasın. Öküzlüğün âlemi değil…