Niksar Belediyesi önünde öylece dururken yanıma yaklaşan bir beyefendiye “Bu okunan şey ne” diye sordum. Aldığım cevap ise “Ahilik duası” oldu.

Yeni yerler görmek, yeni şeyler öğrenmek demek.

Ülkemiz; coğrafi, tarihi, sosyolojik ve kültürel yönden çok farklı özellikler taşımaktadır. Yani sıradan bir ülke değildir.

İnsanlar değişik sebeplerden zaman içinde mekân değişikliği yaparlar. Bunlardan en önemlisi tatil beldelerine olmaktadır. Ticaret ve memuriyet de farklı yerlerde bulunma sebeplerindendir.

Düğünler, cenazeler, günübirlik geziler farklı yerlerin sûreten görüldüğü yerlerdir. Şayet gittiğiniz yer tatil maksatlı değil de bir seyahat sonucu ise; sadece mekânları görebilirsiniz. Aksi takdir o yerlere ait derinlemesine bir bilgiye sahip olamazsınız.

Yolum Niksar’a düşmüştü. Önce şehrin sesini dinlemeye çalıştım. Sonra daha önce hazırladığım şehir notlarını gözden geçirerek şehri dolaşmaya koyuldum.

Niksar Belediyesi önüne gelmiştim ki şehrin hoparlöründen bir ilan duydum. Aslına bakılırsa sıradan bir ilan diye düşündüm. Fakat dikkat kesildiğimde bunun bir tür dua olduğunu anladım. Günlerden pazartesiydi. İşin aslını öğrenmek için bir Niksarlı vatandaş ile karşılaşmam lazımdı. Niksar Belediyesi önünde öylece dururken yanıma yaklaşan bir beyefendiye “Bu okunan şey ne” diye sordum. Aldığım cevap ise “Ahilik duası” oldu.

Meğer Niksar’da her pazartesi günü “Ahilik duası” yapılıyormuş. Pazartesi günleri Niksar’ın “Halk pazarı” olması münasebeti ile asırlardan beri gelen bir anlayış ve töre ile bu dua yapılıyormuş.

İlk defa böyle bir dua edildiğine şahit oldum. Çünkü ülkenin “sahil kesiminde” böyle bir gelenek veya uygulama yoktu…

Şaşkınlığım kısa bir süre sonra geçti. Böyle bir geleneğin sürdürülmesine sevindim. Çünkü vatandaşlar “Ticaret ahlakı” üzerine dolaylı olarak bilgilendiriliyordu. Bu aslında fevkalade bir şeydi.

Yapılan duayı ayaküstü de olsa sakince dinledim. Sonra Niksar Belediyesi Kültür Müdürlüğüne uğradım. Orada Levent Eraslan ve Merve Ergökmen adlı iki kişi çalışıyordu. Onlara Niksar’a hangi sebepten uğradığımı anlattım. Niksar ile ilgili araştırmalar yapacağımı ve bunları ilçenin tanıtımı için kullanacağımı söyledim. Tabii reklamcı ve tüccar olmadığımı da belirttim.

Kısa süre Niksar üzerine konuşmalarımız oldu. Nereleri gezeceğimi, nereleri görmem gerektiği hakkında bana bilgi verdiler. İkisi de ilçelerini sevdikleri belliydi.

Ben belki ferdi olarak Niksar ile bazı yerleri görmüş olabilirim. Bu Niksar’a gelen herkes tarafından da aynı olmakta. Ancak öğrendiğim bilgileri sosyal medya ve yerel gazetelerde işleyerek ülkemin güzel yerleri hakkında buraya gelmeyen kişileri de bilgilendirmeyi kendime bir vazife edindim.

Levent Eraslan Beyefendi ve Merve Eraslan Hanımefendi tarafından edindiğim bilgiler sayesinde kısa süre içinde ilçeyi gezdim ve notlar aldım. İşte bu notlardan yola çıkarak Niksar ile ilgili ilk yazımı yazıyorum.

Her şeyden önce vermiş olduğu bilgiler ve yardımlarından dolayı Merve Ergökmen Hanımefendi ve Levent Eraslan Beyefendi’ye en kalbi şükranlarımı sunarım. Tabii Niksar ile ilgili çalışmalarım sadece bu gezi sonucu olmayacaktır. Şunu anladım ki Niksar öyle sıradan bir yer değildi. Mutlaka gezilip görülmesi gereken yurt köşelerinden bir yer.

Daha sonra kısmetse daha uzun vakit ayırarak gezeceğim bu güzel ilçeyi. İmkânı veya fırsatı olan herkesin bu ilçeye uğramasını şiddetle tavsiye ediyorum.

Zeki Ordu