Şimdilerde ıssız kalmış çarşıda hatıralar birbirleriyle yarenlik ediyor. Kendi başlarına duran işyerlerinin üzerinde hala daha isimler var.

Birçok meslek, hayatımızdan yavaşça çıkmakta. Bunlardan bazıları maliyetten dolayı olurken, bazıları da günün şartlarının uzağında kaldığı için üretiminden vazgeçilmiştir.

Bu meslekler, geçmişimizin önemli bir parçasıdır. Hatıramızdır, hafızamızdır. Bize aittir ve özbeöz bizimdir.

Fazla uzatmadan konuya girelim. Yolum Çorum’un İskilip ilçesine düşmüştü. Geceyi İskilip’te geçirdim. Sabah kalktığımda İskilip ile ilgili çalışmalara başladım. İlçede “Semerciler Çarşısı” diye bilinen bir yerden bahsettiler. Hemen oraya vardım. 

Semercilik; bir devrin gözde mesleklerinden. Özellikle at ve eşeklerde yükü daha kolay taşınması ve hayvana zahmet vermemek için yapılır. Tabii bunu yapmak için de ustaya ihtiyaç var. Motorlu taşıtların olmadığı veya az olduğu zamanlarda hayvan gücünden faydalanırdı. Bir zamanlar at veya eşek günümüzün otomobili durumundaydı.

Bu durumda semercilik ülkede olduğu gibi İskilip’te de önemli zanaatlardandı. Bir çarşının tamamının semer ustaları tarafından kullanılması isabetli bir planlama olmuş. Şimdilerde ıssız kalmış çarşıda hatıralar birbirleriyle yarenlik ediyor. Kendi başlarına duran işyerlerinin üzerinde hala daha isimler var.

Bu konuya faklı açıdan yine gireceğiz. Biz şimdi hala bu işi yapan Recep Köle’den bahsedeceğiz.

Recep Köle namı diğer “Semerci İrecep Usta” atadan kalma sanatı sürdürenlerden. Az da olsa semer ihtiyacının bulunduğu veya eskiyen semerlerin tamirinin yapıldığı küçük bir dükkânı var. Tabii, sadece bu işi yaparak hayatı idame ettirmek zor. Semerciliği ek iş olarak yapıyor. Bazı kişilerin semer ihtiyacı oluyor. Recep Köle bu işi bir bakıma hizmet olarak yapıyor. İyi de ediyor. 

Semer Ustası Recep Köle dünü yarına taşıyan kişi olmuştur. Bir zaman sonra o da bu işi yapacak halde olmayacak. Semer ihtiyacı da her gün azalacak. Taşıtların her yere ulaşması da taşıt ve yük hayvancılığına ihtiyaç bırakmayacaktır. Ancak bu iş bir devrin aynasıdır. Bu sebeple bu sanatı sembolik olarak da olsa sürdürülmesi lazım.

Recep Köle işyerinin üzerine “Semerci İrecep” yazmış. Kendisine adınız “İrecep mi” dediğimde bana “Hayır. İsmim Recep. Dedemin ismi de Recep’ti. Onun sanatına hürmeten ‘İrecep’ yazdırdım” dedi. Büyük incelik. 

Bu hususta yine yazacağım. Bu bir giriş. Zaten İskilip üzerine de yazılacak yazılar var. Şimdilik yazıma son veriyorum. Recep Köle’ye de en kalbi selamlarımı yolluyorum. Atalardan kalan semerciliğin son ustası olarak tarihe geçecek. 

Bütün İskiliplilere de selamlar…

Zeki Ordu