İSKİLİP’TE GÜN DOĞARKEN

Fatih Uçar Beyefendi bana “İskilip Âlimler Müzesini gezdiniz mi” diye sordu. Ben “ Yakınından geçtim ama önce buraya geldim” dedim.

Çorum gezime devam ederken İskilip ilçesine vardığımda akşam olmuştu. Geceyi İskilip Öğretmenevinde geçirecektim. Günün yorgunluğu üzerine açlık da binince bir an evvel istirahat etmek gerektiğini düşündüm. Ne de olsa bir gün sonra yapılacak çok iş vardı.

Konaklayacağım yere hususi eşyalarımı bırakıp sokak lambaları altında İskilip’i gece gözüyle de görmek için biraz dolaştım. Karanlık şehri esir almış olmasına rağmen sokak lambaları ve işyeri ışıkları bana “İskilip önemli bir yerdir” diyordu.

Sabah olunca uğramam gereken yerleri hafızamdan geçirdim. İlk tercihimi İskilip Belediyesi oldu. O zamanki Başkan Bey'in toplantıda olmasından dolayı belediyenin kültür bölümüne gitmeye karar verdim. Beni bir çalışma odasına götürdüler. İçeride iki erkek bir bayanın çalıştığı bir yerdi.

Yabancı biri olarak önce kendimi tanıttım. Bu arada asıl niyetimi pekiştirmek istercesine; ne için geldiğimi söylemeden önce oradakilere pazarlamacı, reklamcı olmadığımı bir iş görmek için de gelmediğimi söyledim. Bütün maksadımın İskilip ile ilgili bilgiler öğrenip onları ilçenin tanıtımı için kullanacağımı açıkladım. İşin içinde şahsi çıkar olmadığından; daha doğrusu kurum için fazladan bir gider olmadığından samimiyetime güvendiler.

Her misafir gibi bana çay ikramında bulundular. Ben de bu arada meramımı anlattım. Yani ne için geldiğim hususunda anlaştık.
İsminin Fatih Uçar olduğunu öğrendiğim kişi benimle çok yakından ilgilendi. İlçe ile ilgili dokümanları bana ulaştırmak için gayret sarf etti. Gayretleri ve yakın ilgisinden dolayı teşekkür ederim.
Bir sehpanın üzerinde duran ve “İskilip Ağzı ve Şivesi ile İskilip Sözlü Kültürü” adlı mükemmel bir çalışmayı bana hediye etti. Her iki kitap da A4 ebadında ve 522’şer sayfadan ibaretti. Böyle bir eseri İskilip’e ve Türk Kültürüne kattıkları için emeği gecen herkese teşekkür ederim. Ayrıca Böyle mükemmel iki ciltlik eseri takdim etmelerinden dolayı da şahsım adına teşekkür ederim.

Bazı dokümanlar daha verdiler. Bu arada Fatih Uçar Beyefendi bana “İskilip Âlimler Müzesini gezdiniz mi” diye sordu. Ben “ Yakınından geçtim ama önce buraya geldim” dedim.

Bu cevabım üzerine Fatih Uçar Beyefendi Bilal Arıcı Beyefendi ile bir telefon görüşmesi yaptı ve bana “Sizi bekliyorlar” dedi. Ben de memnuniyetimi dile getirerek oradan ayrıldım. Sanki kendi ilçem hakkında yeni bilgiler öğrenecekmiş gibi seviniyordum. Elimde kitaplar ve bazı evraklarla biraz da rampa olan yolu yürümeye başladım.

Tabi bu kısa yaya yolculuğum içinde unutamadığım şeyler oldu. Onu da bundan sonraki yazılarımda kaleme alacağım kısmetse.

Nihayet İskilipli Âlimler Müzesi tabelası görüş sahama girdi. Daha sonraki yazılarımda da uzun uzun bahsedeceğim Bilal Arıcı Beyefendi beni bekliyordu. İçeri girdiğimde biraz dinlendim. Bilal Arıcı Beyefendi önce müze ile ilgili ön bir bilgi verdi ve daha sonra müzeyi beraber gezdik.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki böyle bir müzenin kurulmuş olması sadece İskilip için değil ülkemiz için de hayırlı bir hizmet olmuştur.

Bir sonraki yazıda müze ile ilgili bazı bilgiler aktaracağım. Şimdilik hoşça kalınız.

Zeki Ordu