FALANCA KÖYÜ AŞAĞI MAHALLE NO: 11
Son zamanlarda “Semt pazarları” adı verilen yerlerin sayılarında artışlar oldu. Daha önce Ünye’de çarşamba günleri pazar kurulurken, ilçenin nüfus artışı ve şehrin genişlemesiyle birlikte muhtelif yerlerde de pazarlar kuruldu.
Herkes bir şekilde kurulan bu yerlere uğramıştır.
Pazar yerlerinin kendine has bir dili vardır. Çünkü bir alış-veriş yeri olduğundan müşteri ile satıcı arasında geçen konuşmaların bazıları çok ilginç olur. Bazen insana sorular garip gelirken, bazen de cevaplar tuhaf gelir. Ancak alıcı da satıcı da buna alışıktır.
Satılan mallar için en çok tartışılan konular muhakkak ki fiyatlardır. Kısa süreli pazarlıklar bir şekilde sonuçlanır. Kâh verilen mal biraz fazla olur, kâh alınacak malın miktarından düşülür. Böylece “keseye” göre bir ticaret olur.
Müşteri sorularından bazıları da “Bu ürünler nereden geldi?” şeklinde olur. Satıcı ise çevremizde bulunan ilçe ve illerden bazılarının ismini söyler. Hatta bazen de bölge dışı bir yerin ismi de söylenir. Ardından alış-veriş işlemi bir neticeye bağlanır.
Bu sorular neden sorulur hiç anlamam. Ancak böyle bir alışkanlık da kazanılmıştır.
Günlerden bir gün elimde bulunan sebze ve meyvelerle bir yerde otururken; karşımda duran bir satıcının önünde bir müşteri durdu. Biraz bekledikten sonra satıcıya tezgâhında bulunan sebze ve meyvelerin nereden geldiğini sordu. Satıcı ise gayet rahat bir şekilde “Falanca köy, Aşağı Mahalle, No: 11” gibi bir cevap verdi. Satıcının verdiği adres aynı ilçe içindeydi.
Bir an düşündüm. Müşteri bu bilgiyi neden bilmek ister? Her yerin sebze ve meyvesi makbul değil mi? Uzaktan gelen tazeliğini mi yitirir?
Satıcı vatandaşın son derece rahat ve güven verici cevabı karşısında müşteri tercih ettiği ürünlerden bir miktar aldı ve uzaklaştı.
Ancak verilen cevabın manidarlığı beni böyle bir yazı yazıp, vaziyeti tarihe havale etmeme sebep oldu. Belki yarınlarda böyle pazar yerleri kalmayacak. Belki farklı bir şekle bürünecek. Ancak kayda alınmış her hareket, unutulmayacak.
Dikkat çekecek cevabı veren satıcıya çok teşekkür ederim. Bu arada kişiden izin almadan yazdığım için isim ve adres belirtmedim. Sadece yaşananlar doğru. Rızasız iş “gönlü” huzursuz eder…