ERENLER TEPESİ

Anadolu insanının bazı tabirleri vardır ki siz onlara kitaplarda rastlayamazsınız. Çünkü onlar ilim sahibi olmasalar bile irfan sahibidirler.

Gezilerin en ilginç taraflarından biri de ne ile karşılaşacağınızı bilememektir. Bir anda ilginç bir bilgiyle baş başa kalabilirsiniz.

Günümüzde bilgilere ulaşmak eskiye nazaran daha kolay. Siz seyahat etmeden önce gideceğiniz yerlerle ilgili bazı araştırmalar yapabilir basit ama işinize çok yarayacak bilgiler edinebilirsiniz.

Ben de İskilip’e gitmeden kendi çapımda bir araştırma yapmıştım. Öğrendiklerimi görmek için İskilip’e vardığım zaman gezeceğim yerleri bir sıraya koydum.

Ziyaret edeceğim yerler arasında İskilipli Atıf Hoca’nın defnedildiği yere uğramak da vardı. Bir şekilde oraya vardım. Kendimce dualar edip oradan ayrıldım. Biraz yürüdükten sonra karşıda bulunan tepeleri seyre daldım. Birçok tepe yan yana sıralanmış duruyordu. Mevsim yaz olduğu için yeşil rengin hâkimiyeti vardı.

Biraz yürüdükten sonra gideceğim yola bağlı tali bir yol daha bağlanıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam toprak bir yoldu. Ancak işlek olmadığı her halinden belliydi.

Tam iki yolun bitiştiği yere gelmiştim ki altmışlı yaşlar bir bey bulunduğum tarafa doğru yürüyordu. Ben; bu vatandaşa bir şeyler sormak için biraz bekledim. Tam yanıma yaklaşınca kendisine “Bu tepelerin bir ismi var mı” diye sordum.

Sorduğum kişi haliyle benim İskilip’in yabancısı olduğumu anladı. Çünkü böyle bir soruyu hiçbir İskilipli sormaz. Yaşlı adam bana baktı ve “var” dedi. Daha sonra da “Oraya Erenler Tepesi derler” diye ilave etti.

Ben hemen bir yere not ettim. Cevabı doğru kabul etmeliydim. Çünkü muhtemel İskilipli biri olmalıydı. Doğrusunu bilecek olan da oydu.

Sonra birkaç adım atıp durdu. Bana döndü ve “Orada önemli kişiler yatıyor” dedikten sonra “Orası boş değil” diyerek devam etti.

Ben “Orası boş değil” ifadesini düşünmeye başladım. Bir yerin boş olup olmaması ne demekti? Anadolu insanının bazı tabirleri vardır ki siz onlara kitaplarda rastlayamazsınız. Çünkü onlar ilim sahibi olmasalar bile irfan sahibidirler.

Soruyu sorduğum kişi aslında bana “Sen buraları boşmuş gibi görüyorsun ama aslında oralar dolu. Bir yerin dolu olması için illa canlı gerekmez” der gibiydi.

Bir ara “Yaşayan ölüler de var” diye geçirdim içimden. Ancak bu İskilipli amca bana farkında olmadan bir ders veriyordu. “Orası boş değil…”

Bir yerin boş olmaması…

Aklıma Yahya Kemal Beyatlı’ya Batılıların sorduğu soru geldi. Yahya Kemal Beyatlı’ya İstanbul’un nüfusu sorarlar. O yıllarda daha bir milyon nüfusu olmayan İstanbul için 20 milyon demiş. Soranlar şaşırınca Yahya Kemal “Biz Türkler ölülerimizle birlikte yaşarız” demiş.

İşte İskilipli vatandaşın “Orası boş değil” sözü bana bunu hatırlattı.

Ben şaşkınlık içindeydim. Sade bir vatandaş uzaktan gördüğüm teleler için “Boş değil” diyor.

İlk şaşkınlığı üzerimden atıp, yoluma devam edecekken; daha birkaç adım atmadan bana hitaben “Yani oralar sahipli” dedi.

Oralar sahipli…

Kimler tarafından?

Boş değil…

Kimler var?

Bütün bu sorularla aklımı kurcalayan İskilipliyi hala unutmadım.

Siz kimsenin görünüşüne bakmayın. Kimde nelerin olduğu bilinmez.

Ne demiş şair “Defineye malik viraneler var…”

Define büyük yani. Değer biçilmeyecek kadar yani.

Zeki Ordu