BİR TANECİK BU DERT YÂRELER BENİ

Rahmetlik büyükanam bundan altmış sene önce ortalıkta radyo bile yokken “Urfa’nın dağları dumanlı dağlar” diye başlayan türküyü çok söylerdi.

Urfa türküleri oldum olası dikkatimi çekmiştir. Bir sanatsever olarak beğendiğim bir yöredir. Bana göre “damar” diye adlandırılan yörelerden biridir.

Urfa denilince akla “Sıra geceleri” de gelebilir. Rahmetlik büyükanam bundan altmış sene önce ortalıkta radyo bile yokken “Urfa’nın dağları dumanlı dağlar” diye başlayan türküyü çok söylerdi. Ta oradan aşinayım Urfa türkülerine.

Bazen türkülerin sözü ile nağmesi uyumlu olmuyor. Bu sefer durum başka. Sanki bir türküde anlam bozukluğu var gibi. Tabii bunu ancak bu türkünün çıkış sebebini bilen biri açıklayabilir.

Türkü şöyle başlıyor:

Daracık sokakta yâre kavuştum

Yâr aşağı ben yukarı savuştum

Yâre bir gül verdim yârnan barıştım

Bir tanecik bu dert yaralar beni

Bütün buraya kadar güzel. Hatta bir şiir olarak çok güzel bir giriş olmuş. Benim burada anlayamadığım şey şu: “Yâre bir gül verdim, yârnan barıştım/ Bir tanecik bu dert yâreler beni.”

Hem yâre gül veriyorsun, onunla barışıyorsun. Tamam da bu barışmanın sonunda neden “Bir tanecik bu dert yâreler beni” diyorsun?”

İnsanın yâr ile barışması niye “dert” olsun? Farklı bir şey anlatılıyor da ben mi anlamıyorum?

Bir tanecik yaralayan dert ve yâr ile buluşmak…

Sizce de bir terslik yok mu?

Yâr ile ayrılık dert olur. Kavuşma niye dert olsun?

Sanırım biri sözleri yazarken bir karışıklık olmuş olabilir. Bir terslik yoksa bizim anlayamadığımız başka bir durum olmalı.

Türkünün devamında bir problem yok.

Türkü şöyle bitiyor:

Yüce dağ başında yayılan atlar

Yârimin koynuna girmesin yâdlar

Mezarım üstünde bir karış otlar

Bir tanecik bu dert yaralar beni.

Yukarıdaki dörtlükte olumsuz ifadeler fazla. Dolayısı ile bundan dolayı kişi bunları kendisine bir dert ediniyor. Bu dertten ise memnun değil.

Kısaca giriş kısmı özellikle Urfalı sanatçılar tarafından uygun hale getirilmeli. Yoksa harika bir nağmesi olan yanık bir türkü. İnsan bu türküyü dinleyip de hislenmemesi mümkün mü?

İşte beni de bir tanecik bu dert yaralıyor…

Zeki Ordu